Her sayı bir ihtimal. Her kapak bir sezgi.
YOK’ Dergisi 9. sayısıyla raflarda değil, hatırlarda yerini alıyor. Bu kez bir sesin peşine düştük. Gürültülerin arasında kendine ait bir sessizlik yaratan, müziğiyle kalabalıklara değil, insanın içine konuşan bir isimle: Ufuk Beydemir.
Bu özel sayıda onunla uzun uzadıya oturduk. Ama sadece konuşmadık. Onunla düşünmenin, üretmenin, geri çekilmenin ve yeniden ortaya çıkmanın izini sürdük. Çünkü Ufuk Beydemir sadece şarkı söyleyen biri değil; çağını dinleyen, kendi kuşağıyla hesaplaşan bir anlatıcı. Gitarından çıkan her ses, susturulmuş bir duyguyu dillendiriyor. YOK olarak, bu sezgiyi sadece takip etmedik — ona alan açtık.
Derginin dokuzuncu sayısı, klasik bir “müzisyen kapağı” algısını kırıyor. Çünkü biz hiçbir sayıyı “özel sayı” diye ilan etmedik. Ama bu sayı kendini öyle ilan etti. Ufuk’un hikâyesiyle derginin sesi birleştiğinde, ortaya derin bir yankı çıktı. Bu sayı, o yankının derlenmiş hali.
İçerikte neler mi var?
– YOK ekibinden güncel ve derinlikli yazılar,
– Sadece bu sayıya özel yayımlanan fotoğraf serisi,
– Ufuk Beydemir’in üretim sürecine, sahne arkasına ve gündelik haline dair yeni cümleler,
– Ve belki de en önemlisi: Sakin ama sarsıcı bir düşünme daveti.
YOK’ Dergisi, her sayısında olduğu gibi bu sayısında da acele etmiyor. Hızlıca geçilen başlıklardan değil, tekrar tekrar açılıp okunan sayfalardan oluşuyor. Biz hâlâ bir derginin düşünsel bir alan, fiziksel bir iz, kolektif bir arşiv olduğuna inanıyoruz. Ve bu sayı, bu inancın güncel bir kanıtı.
9. Sayı şimdi yayımda.
Okumak isteyenler değil, dinlemek isteyenler için.
