YOK ARŞİV: Yasemin Rosa İle Röportaj

YOK ARŞİV: Yasemin Rosa İle Röportaj

Bu röportaj, Yasemin’in sanat yolculuğunu, müziğe bakış açısını ve üretim sürecini daha yakından tanımak amacıyla gerçekleştirildi. Onun ilham kaynaklarını, müziğe olan tutkusunu ve kariyerinde izlediği yolu keşfederek, dinleyicileriyle daha derin bir bağ kurmasını sağlamayı hedefliyoruz. Aynı zamanda, Yasemin’in müzik sektöründeki deneyimlerinden ve gelecek projelerinden bahsederek, sanatının ardındaki hikayeyi daha görünür kılmak istiyoruz.

1-) Yasemin hoş geldin. Açıkçası YOK yazarlarından birini bu sayımızda konuk almak beni çok mutlu etti. Çok da samimi ve güzel olduğunu düşünüyorum. Öncelikle nasılsın? Her şey yolunda mı?

Y.R: Oldukça iyiyim Kutay. Her şey hemen hemen yolunda diyebilirim. Sen nasılsın?

K.D: Her şey yolunda, teşekkür ediyorum.

2-) Geçenlerde Spotify Türkiye resmi hesabında seni görmek bizleri oldukça mutlu etti. Süreçten bahseder misin?

Y.R: Bu beni de oldukça heyecanlandıran bir durum oldu. Spotify’dan böyle bir dönüt aldığımda çok mutlu oldum. Süreç aslında tam anlamıyla “Herkes Yok”un sevilmesiyle ilgili. Dinleyiciler sevdiler, editörler de sevdiler. Böylelikle kendimi ve müziğimi duyurmuş oldum. Spotify ekibinin bana ilettiği soruları cevaplayarak bir video ilettim ve onlar da kendi Instagram hesaplarında bunu paylaştılar. Çevremdeki herkes çok sevindi. Çok güzel dönüşler aldım.

3-) Bir albüm hazırlığında olduğundan bahsetmiştin bana. Albüm süreci senin için nasıl gidiyor?

Y.R: Albüm sürecinin müzik kanalındaki süreci bitti müjdesini verebilirim sana. Yiğit Seferoğlu ile beraber çalıştık. İnanılmaz yoğun ama bir o kadar bizi aşırı mutlu eden ve gerçekten gurur duyduğumuz bir iş oldu. Umarım sizler de dinlediğinizde bu duyguları yaşarsınız.

4-) Profesyonel olarak yaptığın mesleğin ile müziği bir arada götürmek zor olmuyor mu?


Y.R: Bu soruyu albüm sorusundaki yoğun süreçle birlikte cevaplamak istiyorum. Açıkçası aşırı yoğun olmam beni tabii ki etkiliyor. Bir yandan haftanın 5 günü klinikteyken diğer 2 gün full-time stüdyoda ama aslında haftanın her günü evde de çalıştım. Müzik tarafı için sürekli ama sürekli çalışıyorum. Ne kadar var olan demolar, yayımlar olsa bile üretmeye devam etme konusunda hassasiyetim var. Eğer üretecek modumda değilsem enstrüman etütleri yapıyorum vs. vs. Hiçbir günüm müziksiz geçmiyor açıkçası. Profesyonel mesleğimin mesaisi hemen bittikten sonra müziğime odaklanıyorum ve aslında haftanın 7 günü müzikle beraber olup bu 7 günün özellikle boş olan 2 gününü full-time olarak müziğe ayırıyorum. Yoruluyorum tabii ki ama asla mutsuz uyumuyorum. Sevdiğim bir şeyi yapmak bana aslında enerji veriyor. Yorgunluğumu sadece yastığıma kafamı koyduğumda hissediyorum. Bu beni motive eden şeylerden biri.

5-) Şimdi soracağım soruyu piyasadaki çoğu sanatçıya direkt veya dolaylı olarak sordum. Geçen sayımızda da tepkini bu bağlamda yeteri kadar ifade etmediğin düşüncesindeyim. Sonuç odaklı bir yazıydı ne de olsa. Geçtiğimiz haftalarda sevgili Listenary ekibinin başlattığı #Dinlemiyoruz akımını duymuşsundur. Günümüzün bazı rapçileri (!) şarkı (!) sözlerinde kadını aşağılamayı hatta şiddeti içeren ifadeler kullanıyorlar. Sen bu konu hakkında neler düşünüyorsun? Listenary’nin koyduğu tavrı yeterli buluyor musun?

Y.R: Her konu sanatın bir konusu olabilir evet ama hassas konular sanatın sanat olması için yapıldığı metodundan çıkar ve çıkmalı benim için. Bu konuda herkesin hassasiyet göstermesini diliyorum. Eğer illa bu ifadelerle bir şey yapılacaksa bunun, bu ifadeleri kullanan insanları aşağılamak için yapılabileceğini düşünüyorum.

6-) Şarkıların yapım süreci benim de gördüğüm ve bildiğim kadarıyla oldukça zor geçiyor. Senin bu üretim zorluğuna katlanma sebebin daha doğrusu motivasyonun nedir?


Y.R: Müziğe aşık biri olmam. Açıkçası şu zamana kadar benim için de oldukça zor geçti ama şu an hayatıma giren müthiş insanlar sayesinde üretim sürecimizde hiçbir aksaklık olmuyor. Bu benim daha da üretmem için büyük bir motivasyon.

7-) Müzik kariyerinde ulaşmak istediğin hedefler neler?

Y.R: Öncelikle inanılmaz güzel bir soru. Gerçekleşmiş hedeflerimi es geçerek yeni hedeflerimden bahsetmek isterim. Kesinlikle bir albümümün varlığı benim için büyük bir hedefti. Henüz sizlere ulaşmamış olsa bile bu hedefi gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bundan sonraki süreçlerde daha çok insanın yüreğine ulaşabilmek ve tabii ki belki de birkaç yıl içerisinde Harbiye’de buluşabilmek diyebilirim.

😎 Sanatını, tarzını ve duruşunu örnek aldığın sanatçılar kimler? Neden?


Y.R: Charlotte Cardin’i çok beğeniyorum. Müziği ve sahnesi benim için mükemmel bir haz diyebilirim. Türkiye’de de çok fazla sanatçı söyleyebilirim ama bütüne baktığımızda özellikle insani değerlere önem veren ve müziği gerçekten müzik olduğu için yapan sanatçılar diyebilirim.

9-) Son olarak müzik endüstrisinde karşılaştığın ve beğenmediğin unsurlar var mı? Varsa neler?

Y.R: İlk önce karşılaştığım sorunların çoğundan aslında derginin bir önceki sayılarında bahsetmiştim. Tekrara düşmemek adına kısa bir özet geçeyim; kesinlikle her şeyin popülerine hizmet etmesi gerektiğinin düşüncesi, belli kalıplarda var olma zorunluluğunun dillendirilmesi, özellikle sektöre yeni giren biriysen eserinin estetik duyumundan ziyade Top50’ye hizmet edebiliyor mu düşüncesiyle değerlendirilmesinden çok sıkılmıştım. Bunlarla karşılaşmak da bana çok şey kattı. Şu anda bu düşünceler ile hareket etmeyen ve sanatıma saygı duyan insanlarla beraber çalıştığım için çok mutluyum. Beğenmediğim unsurların en başında gerçekten oldukça derin ifade edilebilir şeylerin daha zemine yakın bir dille anlatılıyor olması diyebilirim. Sanatçı olmanın gerçekten ne demek olduğunun bilinmemesi diyebilirim. Kısaca sanatın kendisinden uzak ama paranın da bir o kadar yakın olduğu noktadan yapılmasını beğenmiyorum.

10-) Son olarak okuyucularımıza, dinleyicilerine ve seni dinleyeceklere neler söylemek istersin?

Y.R: Öncelikle yolumun hangi noktasında beni tanıdığınızı ve tanıyacağınızı bilmiyorum. Size nasıl dokunduğumu ve ne kattığımı da bilmiyorum. Hepimizin hayatın belli dönemlerinde ihtiyaç duyduğu tercüman olabilmeyi diliyorum. Sizleri çok seviyorum. Sizin yerinize bir şeyler söyleyebiliyor olabilmem, umarım elinizden tuttuğumu hissettiriyordur. Görüşmek üzere.


YOK’ DERGİSİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Ücretsiz Abone Ol! Yazılarımız posta kutuna gelsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir